Blog Yazısı
Sihirli Bir Değnek Hayaliyle 23 Nisan: Covid-19 ve Çocuk Hakları
Korona günlerinde kutladığımız ikinci 23 Nisan bugün. Bir yandan virüsten kaçtığımız, bir yandan aç kalmamaya çalıştığımız ve sürekli yeni normallere uyum sağlamaya çalıştığımız bu koşuşturmalı süreçte ikinci kez çocukların bayramını kutluyoruz. Mart 2020’den beri pek çok şey değişti hayatlarımızda. Peki, çocukların hayatlarında neler değişti? Bu süreçte çocuklar neler yaşadı ve yetişkinler, karar vericiler çocukların seslerini ne kadar duyabildi?
13 Mart 2020 tarihi itibariyle geçici olarak tatil edilen okullar ilerleyen günlerde, kimin ne kadar teknolojik erişimi olduğu bir muammayken, uzaktan eğitimle devam etmeye çalıştı. 20 yaş altı için sokağa çıkma yasağı sonradan 18 yaş altına indirildi. Her çocuğun eğitim erişiminin eşit olduğu varsayılarak merkezi sınavlar devam etti. Türkiye’nin de imzacısı olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 12. maddesi bizlere, çocuğun kendini ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkı olduğunu, çocuğun yaşı ve olgunluk derecesine uygun olarak bu görüşlere gereken özenin gösterilmesi gerektiğini söylüyor. Ancak ne yazık ki alınan bu kararlarda çocuklara söz hakkı tanınmadı.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), bu salgın sürecinde çocukları korumak adına acil eylem planı yayınladı. UNICEF’in yayınladığı bu eylem planında çocukların sağlığının korunması ve su, temizlik, hijyen olanaklarına erişimlerinin sağlanması gerektiği vurgulandı. Bunlara ek olarak bu eylem planında, çocukların eğitime, öğrenmeye devam etmesi; şiddet, sömürü ve istismardan korunması; ailelerin çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve çocuklarına bakabilmek adına desteklenmesi ve mülteci/göçmen/çatışmadan etkilenen çocukların korunması gerektiğinin üzerinde duruldu.[1] Ancak ne yazık ki çocuklar, en basitinden aşı gibi yaşamsal önemdeki sağlık hizmetlerinden dahi uzak kaldılar. Virüsten diğer yaş gruplarına kıyasla daha az etkilenmeleri sebebiyle yetişkinler yerine çalışmaya gönderildiler. Okulların kapanmasından dünya genelinde yaklaşık 1,6 milyar öğrenci etkilendi.[2]
Çocukları korumak adına eteklerimizin tutuştuğu her kriz sürecinde olduğu gibi, Covid-19 sürecini de sağlıklı yürütebildiğimizi söylemek oldukça zor. Çocukların, Covid-19 taşıyıcısı olma ihtimalleri sebebiyle fiziksel, duygusal ve sosyal ihtiyaçları göz ardı edilerek ertelendi. Save the Children ve UNICEF’e göre, sürecin en büyük etkilerinden olan ekonomik sıkıntılarla birlikte, gittikçe yoksullaşan hanelerde yaşayan çocukların sayısı %15 artarak 672 milyona ulaşabilir.[3] Türkiye’nin hali hazırda var olan ekonomik sıkıntılarının Covid-19 sürecinde katlanarak arttığı göz önünde bulundurulursa, çocuk yoksulluğunun ülkemizde gittikçe artması şaşırtacak bir sonuç olmayacaktır.
Salgının aileler üzerindeki ekonomik etkilerinin yanı sıra, karantina süreçlerinde ev içi şiddetin de kayıt altına alınamaması, yine çocukları bu kriz döneminde zararlı çıkan gruplardan biri yapmaktadır. İstanbul Barosu, geçtiğimiz yıl 23 Nisan’da yaptığı basın açıklamasında, ihmal ve istismar riski altında olan çocukların seslerinin duyulmadığını vurgulamış ve koruyucu mekanizmalara erişim sıkıntıları olduğunun üzerinde durmuştur.[4] Kaldı ki, okulların kapalı olması da çocukların şikâyet mekanizmalarının önündeki en önemli engellerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.[5]
Covid-19 sürecinde İstanbul’un farklı yerlerinde yaşayan çocukların haklarına erişimlerinin araştırıldığı bir çalışmada çocuklara, ellerinde sihirli bir değnek olsa neyi değiştirecekleri sorulmuş.[6] Çocukların verdikleri cevapları “evlerinin geçim koşullarını değiştirmek” ve “teknolojik araçlara erişim” başlıkları altında toplamak mümkün. Ancak onların cümleleriyle görmek daha etkili olacaktır:
“Babam daha çok kazansın isterdim ama çok da yorulmasın.” (8 yaş)
“Dışardaymış gibi hissedeceğim bir ev hayal ediyorum.” (12 yaş)
“Benim vicdanım var zenginden alıp fakire verirdim. Zengin fakir olsaydı, fakir de zengin olsaydı bu süreçte. Anlasalardı fakir olmayı, fakirken birini kaybetmeyi.” (16 yaş)
Görüyoruz ki çocuklar, bir kriz döneminin daha göz ardı edilenleri oldu. Bakım verenlerinin mevcut koşullarına bağlı olarak kimi çocuklar haklarına erişirken, kimi çocuklar ellerinde sihirli bir değnek hayal ettiler. Çocuklar güçsüz, mağdur, iş bilmez, edilgen değil; toplumun aktif üyeleridir. Her çocuğun, sihirli bir değneğe ihtiyaç duymadan seslerini duyurabildiği bir toplum yaratmak hepimizin sorumluluğudur. Çocukların 23 Nisan’ını büyük bir coşkuyla kutluyor ve son olarak her zaman söylediğimiz şeyi tekrar söylüyoruz: Bir çocuğu korumak demek, haklarını korumak demektir.
Ceren Arslan
Sosyal İklim Derneği
Gönüllü Kolaylaştırıcı – Psikolojik Danışman
Kaynakça:
[1] UNICEF, Kırılgan Durumdaki Çocukları Koronavirüsün Etkilerinden Korumak İçin Eylem Planı. https://www.unicef.org/turkey/hikayeler/k%C4%B1r%C4%B1lgan-durumdaki-%C3%A7ocuklar%C4%B1-koronavir%C3%BCs%C3%BCn-etkilerinden-korumak-i%C3%A7in-eylem-plan%C4%B1 adresinden elde edildi. (Erişim Tarihi: 10.04.2021)
[2] ILO, Covid-19 ve Çocuk İşçiliği: Kriz Zamanı Harekete Geçme Zamanı. https://www.ilo.org/wcmsp5/groups/public/—europe/—ro-geneva/—ilo-ankara/documents/publication/wcms_751230.pdf adresinden elde edildi. (Erişim Tarihi: 11.04.2021)
[3] UNICEF, Çocuk Yoksulluğu Artabilir. https://www.unicefturk.org/yazi/covid19_yoksulluk adresinden elde edildi. (Erişim Tarihi: 12.04.2021)
[4] İstanbul Barosu, Pandemi Döneminde Çocuk Haklarını Koruma Mekanizmalarına Erişimde Yaşanan Sorunlar. https://www.istanbulbarosu.org.tr/HaberDetay.aspx?ID=15704&Desc adresinden elde edildi. (Erişim Tarihi: 13.04.2021)
[5] Akkan, B. (2020), Kovid-19’un çocuklar üzerinde etkisi ve çocuk odaklı sosyal politikalar. https://www.tesev.org.tr/wp-content/uploads/TESEV_Kovid19_Cocuklar_Uzerinde_Etkisi_Basak_Akkan.pdf adresinden elde edildi. (Erişim Tarihi: 13.04.2021)
[6] http://covid19cocukhaklariizleme.org/uploads/pdf/d21d7117bcfcf2979b2d2d8438ba42ef.pdf adresinden elde edildi. (Erişim Tarihi: 13.04.2021)